PROJA DEMOKRATİCA ASİA
Ali SİRMEN
Özbekistan'daki son olaylar üzerine,
okurlarımın önemli bir bölümünün okuduğunu tahmin ettiğim,
''Sivil Örümceğin Ağında'' kitabının yazarı Mustafa Yıldırım' dan Proja
Democratica Asia başlıklı bir yazı aldım. Çok ilginç bulduğum
bu yazıyı aynen dikkatinize sunuyorum. A.S.
1991 yılında ABD hazinesinin parasıyla
Bodrum Yalıkavak'ta Aydın Yalçın önderliğinde toplanan eski
CIA'cılar, liberaller, Hür Avrupa Radyosu'nun Türk elemanları işlerini
tam gördüler doğrusu... Turan hayallerinden ABD kucağına ancak böyle
düşülürdü...
''1991 toplantısının ardından
ABD ve İngiltere, Kafkasya'ya egemen olma yolunda hızla ilerlediler
ve Karadeniz kıyılarından Ermenistan'a uzanan topraklarda
egemenliklerini pekiştirdiler. Bu arada İngiliz Wesminster ile NED'e
bağlı örgütler, Soros
'un parayla desteklediği Açık Toplum elemanları, Gürcistan'ı
ele geçirmeyi başardılar. Darbe günü parlamentoyu basan deri
ceketli Açık Toplum elemanlarından birisi daha sonra TV'lerde
Yugoslavya'nın dağıtılmasında önemli payı bulunan ve hem Ned,
hem de Soros vakfından destek görmüş olan OTPOR gençlik örgütünün
daha sonra Ukrayna'yı örgütlediğini ve en sonunda da Gürcistan'da
gençlik örgütleme yöntemlerinde yardımcı olduğunu açıkladı.''
Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan
ve Kazakistan arasındaki dayanışma, ortak askeri tatbikatlara
uzanan birliktelik demokrasi(!) operatörlerince dağıtıldı.
Kırgızistan yönetimi aymazdı...
Bişkek'te Freedom House'un (CIA propaganda aygıtı) merkez kurmasını
demokrasi sandılar. Kadınlar, gençler, öğretmenler NED ve bağlantılarınca
örgütlendi. NED'den Nadia Diuk sendikacılarla son bir toplantı
yaptı ve olaylar başladı.
Ve sonuç biliniyor!
TC yönetimi bile Kırgızistan'ın
Batılı vurguncuların avcuna düşmesini ''devrim'' olarak
selamladı! Kırgızistan'da, Asya için en önemli kaynak olan su
vardı... Kırgızistan, Orta Asya'daki her bir ülke gibi, askeri
anlamda önemlidir, ama bir başka kaynak var ki, USA ve Batı
Avrupa'nın iştahını kabartıyor: Uranyum!
Ne yazık ki, Türkiye, hem de uzun
yıllar kendilerini milliyetçi(!) ilan edenlerin çabalarıyla,
Asya'nın ele geçirilişinde bir köprü oldu ve bir yoldaşlık görevini
üstlendi. ''1980'li yıllarda Eurasia Foundation (USA/Avrasya Vakfı)
ile beslenen operasyonlar, Bodrum'da pişirilen ilişkiler öylesine hızlı
gelişti ki, hakkında 'Din Hürriyeti' raporları hazırlanan
ve iç muhalefeti açıktan desteklenen Özbekistan'da bile, CIA'nın
propaganda aygıtı olarak bilinen Freedom House, işlerini Taşkent'te
bağımsız, büyük bir binadan yönetmeye başladı. Türkiye'den
bazı 'cemaatler' in açtığı okullarla bu işlerin arasında
ne tür bir koşutluk olduğu ise ayrı bir araştırmanın konusu
olmalıdır.
Georges Soros 'un örgütü OSI
öteki Asya ülkelerinde olduğu gibi kadın ve gençlik örgütleri
kurdu, muhalif yayınları destekledi. OSI devlet aygıtıyla ilişkileri
sıkı tutmak ve geleceği güvence altına almak amacıyla eğitim
alanına daldı, öğretmen ve öğrencilerle parasal bağlar oluşturdu.
Adalet Bakanlığı'nın reform çalışmalarına 123.bin dolar bağışlayan
Soros'un Özbekistan'ın açık bir toplum olması için yaptığı
katkı 2003 yılı sonunda 22 milyon dolara ulaştı. Özbek Devleti,
Mart 2004'te Soros'un OSI örgütünün çalışma iznini kaldırdı.
Bunun üzerine Soros Özbek yönetimini demokrasi düşmanı olarak
ilan etti.
Bu arada Özbekistan'da bir yandan
İslamcı örgütlerin yarattığı bombalı kargaşa sürmekte, öte
yandan NED tarafından ve ABD örgütlerince desteklenen muhalefet
partileri ABD'de toplantılar düzenlemektedir.
Muhalefetin en sertlik yanlısı,
Washington'da eski ustalarla içlidışlıdır, bir öteki Radio Free
Europe'tan ayrılmıyor ve NED parasından bir parça da olsa
sebeplenmiş durumda.
Aynı zamanda ABD örgütleri, 'Büyük
Ortadoğu ve Asya Projesi' adı verilen yayılma ve açık-gizli işgal
planlarını kabul ettirebilmek için işbirlikçileriyle birlikte yoğun
bir çalışmaya girişmişlerdir. Sivil örümcek ağında yer alan işbirlikçi
örgütler hem yurtta hem de Washington'da konferanslar düzenlemekten
geri kalmamaktadırlar. (Sivil Örümceğin Ağında, 5. Basım,
s.95-96) ''
SSCB'nin dağıtılmasının ardından,
çok partili bir düzen oluşturma, demokratik kitle örgütleri kurma
ve örgütleme deneyimine sahip olmayan ülkeler Batı'dan gelen eğitmenlerin
eline düştü. Batı'nın ve onların yardakçısı ikinci ülkeler
medyası gerçekleri gizliyor, öteki ülke insanlarını da eyleme çağırıyor!
Demokrasi ve özgürlük sarhoşluğu
bir tür anarşiye dönüştü...
Bu dönüşümü parayla, elemanla
destekleyenler şimdi avuçlarını ovuşturuyorlar.
Uluslar sarhoşlukla bağrınırken,
onlar doğal kaynaklara sahip olmanın ve kıtaları kolonileştirmenin
keyfini sürüyorlar.
Eşkıyanın yardakçılarıysa
kendilerine düşecek kırıntıların hesabındalar...
Mustafa Yıldırım
|